Ana içeriğe atla

Risale-i Nur ve Müritlerinin Eleştirisi

Risale-i Nur Külliyatından okuduklarıyla ahkâm kesen birtakım aklıevvel insanlara felsefe, mantık, bilim ve evrim dersleri. Risale-i Nur'daki mantıksal safsatalar, bilim dışılıklar, akla ve insanlığa hakaret yorumlar... Risale-i Nur neden insanların inanç konusunda düşünsel rehberi olamaz? Risalelerde hangi felsefî, mantıksal ve bilimsel yanlışlar söz konusudur? Risale-i Nur külliyatı çerçevesinde organizasyon düzenleyen insanlar hangi konularda ahmaklık yapıyorlar?

Bu arşiv, internetteki mantık, bilim ve felsefe açısından en geniş kapsamlı Risale-i Nûr eleştirilerini içermektedir.



RİSALE-İ NUR VE MÜRİTLERİNİN ELEŞTİRİSİ TÜM YAZILARI

- Risale-i Nur Eleştirileri ve Said Nursi Hakkında Önemli Bilgilendirme
- Şükür Erdem Midir? Acziyet Kavramı Işığında Şükür ve Bencillik İlişkisi
- Risale-i Nur Taraftarlarına Açık Tartışma Daveti


Kapsamlı Risale-i Nûr Yorum ve Eleştirileri

(Kapsamlı yorum ve eleştiriler için lütfen ilgili yazının üzerine tıklayınız. Bu sayfada sadece yazı içeriği ve eleştiriler hakkında yüzeysel bir bilgi verilmektedir.)

Sözler

- "Birinci Söz" Yorum ve Eleştirileri
Birinci Söz Açıklaması: Besmelenin anlam ve önemi. Çeşitli varlıkların dilinde besmele. Allah'ın adını anmak ve Onun adıyla hareket etmek neler kazandırır?
Eleştirilerin Açıklaması: Birinci Söz'de canlılar, evren ve doğadan yola çıkılarak besmele metafor olarak kullanılmış, ardından insan ile analoji kurulmuştur. Yapılan benzetmelerin mantıksal bağlayıcılığı yoktur. Besmele günümüzde İslamî toplumlarda dinî niteliğinin yanı sıra geleneksel ve kültürel açılardan da yazına ve halk diline geçmiştir. Beslemenin, söz içerisinde misal olarak belirtildiği şekliyle modern günlük yaşamda somut ya da doğrudan bir yansıması yoktur. Dolayısıyla örnekte yapılan benzetme, bir False/Weak Analogy'dir. 

- "İkinci Söz" Yorum ve Eleştirileri
İkinci Söz Açıklaması: İnananların ve inkâr edenlerin bakış açıları arasında bir karşılaştırma. Cennet hayatını insan bu dünyada yaşamaya başlayabilir mi?
Eleştirilerin Açıklaması: İkinci Söz'de verilen temsilî hikâyede, inanan ile inanmayan insanlar arasındaki görüş farklılıkları dile getirilmiştir. Ancak verilen örnekler, inançlı ve inançsız kimselerin hiçbir suretle karakteristik düşünce özellikleri olmayıp iman ile doğrudan alakası olmayan veya iman/inançsızlık ile bizzat temellendirilemeyecek düşünce tarzları, sanki inançlı ve inançsız insanların kesinlikle sahip olduğu ya da olması gereken fikirlermiş gibi gösterilmiştir. Dolayısıyla verilen örnek bütünüyle zorlamadır ve apaçık bir biçimde yeryüzündeki tüm inanan ve inanmayan insanların genel dünya görüşlerini, bakış açılarını yansıtmamaktadır. Verilen örneğin tersi bariz şekilde mümkündür; öyleyse, hikâyenin inanmayan insanı imana getirmek için geçerli rasyonel bir hükmü yoktur. 

- "Üçüncü Söz" Yorum ve Eleştiriler
Üçüncü Söz Açıklaması: Allah'a kulluk görevlerini yerine getiren ve getirmeyenler arasında bir karşılaştırma. Tevekkülün tanımı ve kazandırdıkları.
Eleştirilerin Açıklaması: 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mantık Tarihi: Mantığa Yaklaşımlar ve Aristoteles Öncesi Mantık I

MANTIK TARİHİ MANTIĞA YAKLAŞIMLAR VE ARİSTOTELES ÖNCESİ MANTIK I Necdet Ersöz Bir entelektüel disiplin olarak mantığın orijinine dair soruşturmalarımızda ona dair ilk bulguların Antik Yunan’dan oldukça önceye gidebileceğini vurgulamıştım. Bu makâlede mantığın kökenini Antik Yunan filozofu Aristoteles’in tarihsel olarak öncesindeki birtakım düşünce ve düşünürlerde aramaya devam edeceğim. Mantığın felsefe , bilim , sanat ve teolojiden ayrı bir çalışma disiplini olarak ilk kez ne zaman düşünüldüğü ya da gerçekten de bu şekilde düşünülüp düşünülemeyeceği, başlı başına bir problemdir. Benim kanaatimce, eğer ki mantığı insan zihninin aklî süreçlerinin bir prodüksiyonuyla birlikte akıl yürütmelerimizin bir şekli olarak düşüneceksek, mantığı en azından dile getiriliş bakımından ilkin modern insanlara dek götürmemiz gerekebilecektir. Bugünün insanının beyni, her ne kadar aradan geçen birkaç yüz bin yılda hâsıl olmuş kültürel evrim prosesinin etkisi altında zihinsel olarak pek ço

"Kültür" Perspektifleri: "Kültür" Sözcüğünün Etimolojik, Tarihsel, Semantik ve Felsefî Açıdan İncelenmesi

“KÜLTÜR” PERSPEKTİFLERİ “Kültür” Sözcüğünün Etimolojik, Tarihsel, Semantik ve Felsefî Açıdan İncelenmesi Necdet Ersöz Geçtiğimiz yazıda kültür felsefesinin temel kavramlarına ve ayrım noktalarına göz gezdirmiş, tarihine bir giriş yapmış, kültüre dair ortaya konan dört kuram ailesinden kısaca söz etmiştim. Bu yazıda salt “kültür” kavramının ne olduğu üzerine detaylı bir inceleme yapmak istiyorum. Kültür ’ü terminolojik, etimolojik, tarihî, felsefî ve toplumsal yönlerden anlatacağım. Bununla birlikte, kültürle beraber kullanılan bazı sosyolojik ve psikolojik terimlerden de bahsedeceğim. Kültür, hepimizin sık sık, farklı ortamlarda farklı kavramları detaylandırmakta kullandığı, anlam çerçevesi oldukça geniş bir sözcüktür. Bu nedenle, kullanıldığı yere bağlı olarak çok farklı şekillerde tanımlanabildiği görülmektedir. Türkçede kullandığımız “kültür” kelimesi, dilimize Latince “colere” fiilinden türetilerek girmiştir. 1 Colere , işlemek, yetiştirmek, inşa etmek, özen gös

Meta-Felsefe Nedir? Tanımı, Konusu ve Genel Yaklaşımlar

Meta-Felsefe Nedir? Tanımı, Konusu ve Genel Yaklaşımlar Metafelsefe (meta-felsefe), sözcüğün doğrudan çevirisiyle felsefeötesi , felsefeyi çeşitli disiplinlere ayırmadan genel olarak felsefenin ne olduğunu, yöntemlerini, ilkelerini sorgulayan; felsefeye dair neyi nasıl bilebileceğimizi, sınırlarımızın ne olduğunu ortaya koyan, doğrudan felsefenin kendisine yönelik bir araştırma sürecidir. Bu nitelikleriyle beraber, bizzat felsefenin kendi işleyişini, felsefenin kendi doğasını refleksif açıdan ele aldığından, felsefenin felsefesi olarak da adlandırılır 1 . Metafelsefenin bu özellikleri çerçevesinde sorduğu en temel soru, “Felsefe Nedir?” sorusudur. Metafelsefenin tanımı, bu nedenle oldukça geniş ve sınırları tam olarak çizilemeyen yaklaşımların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Felsefenin bir özelliği sayılan refleksivite , metafelsefe çalışmaları esnasında belirginleşmektedir. Bu açıdan metafelsefe, esasında felsefenin diğer tüm disiplinlerinden ayrı bir vaziyette, kemikl